Lesson 14 Advanced
Küçük Prens
Bugün çok sevilen bir klasik olan Küçük Prens kitabının ilk satırlarına bir göz atacağız.
Hover over words to see their translations and suffixes.
Saint-Exupery
Altı yaşımdayken, altı yaşımda + y + ken
when I was six years old ilk ilk
first çağın çağ + ın
age's ormanlarını orman + lar + ı + n + ı
the forests anlatan anlat + an
that tells (about) Gerçek Gerçek
True Öyküler öykü + ler
Stories adlı ad + lı
named bir bir
a kitapta kitap + ta
in a book çok çok
very güzel güzel
pretty bir bir
a resim resim
picture görmüştüm. gör + müş + tüm
I had seen
when I was six years old ilk ilk
first çağın çağ + ın
age's ormanlarını orman + lar + ı + n + ı
the forests anlatan anlat + an
that tells (about) Gerçek Gerçek
True Öyküler öykü + ler
Stories adlı ad + lı
named bir bir
a kitapta kitap + ta
in a book çok çok
very güzel güzel
pretty bir bir
a resim resim
picture görmüştüm. gör + müş + tüm
I had seen
Translate |
When I was six years old, I saw a wonderful picture in a book about ancient forests called "True Stories."
Saint-Exupery
Bir Bir
a boa yılanı boa constrictor
boa yılanı avını av + ı + n + ı
its prey yutmak yutmak
to swallow üzereyken üzere + y + ken
while doing resmedilmişti. resmedil + miş + ti
it was portrayed İşte İşte
here bu bu
this çizimin çizim + in
drawıng's bir bir
a kopyası: kopya + s + ı
copy
a boa yılanı boa constrictor
boa yılanı avını av + ı + n + ı
its prey yutmak yutmak
to swallow üzereyken üzere + y + ken
while doing resmedilmişti. resmedil + miş + ti
it was portrayed İşte İşte
here bu bu
this çizimin çizim + in
drawıng's bir bir
a kopyası: kopya + s + ı
copy
Translate |
The image showed a boa constrictor in the act of swallowing it's prey. Here, I have copied the drawing:
Saint-Exupery
Kitapta Kitapta
in the book şunlar şu + n + lar
these yazılıydı: yaz + ıl + y + dı
it was written “Boa yılanı “Boa yılanı
boa constrictor avını av + ı + n + ı
its prey çiğnemeden, çiğneme + den
without chewing bütün bütün
whole olarak ol + arak
as yutar yut + ar
it swallows ve ve
and hareket edemez hareket ed + e + mez
it cannot move hale hal + e
to this condition gelir. gel + ir
it comes
in the book şunlar şu + n + lar
these yazılıydı: yaz + ıl + y + dı
it was written “Boa yılanı “Boa yılanı
boa constrictor avını av + ı + n + ı
its prey çiğnemeden, çiğneme + den
without chewing bütün bütün
whole olarak ol + arak
as yutar yut + ar
it swallows ve ve
and hareket edemez hareket ed + e + mez
it cannot move hale hal + e
to this condition gelir. gel + ir
it comes
Translate |
In the book, this was written: "Boa constrictors swallow their prey whole without chewing and then they can't move.
Saint-Exupery
Sonra Sonra
after da da
also onu o + n + u
it sindirebilmek sindir + ebil + mek
to be able to digest için için
for altı altı
six ay ay
month boyunca boyunca
during uyur.” uy + ur
it sleeps
after da da
also onu o + n + u
it sindirebilmek sindir + ebil + mek
to be able to digest için için
for altı altı
six ay ay
month boyunca boyunca
during uyur.” uy + ur
it sleeps
Translate |
After that, they sleep during the six months needed to digest.
Saint-Exupery
Bu Bu
this orman orman
forest maceraları macera + lar + ı
the adventures üzerinde üzerinde
about uzun uzun uzun uzun
very long düşündüm, düşün + düm
I thought sonra sonra
after renkli bir kalemle renkli bir kalem + le
with a colored pencil ilk ilk
first resmimi resim + im + i
my picture yapmayı yapma + y + ı
to make başardım. başar + dım
I succeeded
this orman orman
forest maceraları macera + lar + ı
the adventures üzerinde üzerinde
about uzun uzun uzun uzun
very long düşündüm, düşün + düm
I thought sonra sonra
after renkli bir kalemle renkli bir kalem + le
with a colored pencil ilk ilk
first resmimi resim + im + i
my picture yapmayı yapma + y + ı
to make başardım. başar + dım
I succeeded
Translate |
I thought about these jungle adventures for a long time. After, I succeed in making my first picture with a colored pencil.
Saint-Exupery
1 No’lu 1 No + lu
Number 1 resmim resim + im
my picture işte işte
here şöyle şöyle
like that bir şeydi: bir şey + di
was something
Number 1 resmim resim + im
my picture işte işte
here şöyle şöyle
like that bir şeydi: bir şey + di
was something
Translate |
My picture Number 1 looked something like this:
Saint-Exupery
Şaheserimi şaheser + im + i
my masterpiece büyüklere büyük + ler + e
to grownups gösterdim göster + dim
I showed ve ve
and korkup kork + up
that they were afraid korkmadıklarını kork + ma + dık + ları + n + ı
that they were not afraid sordum. sor + dum
I asked
my masterpiece büyüklere büyük + ler + e
to grownups gösterdim göster + dim
I showed ve ve
and korkup kork + up
that they were afraid korkmadıklarını kork + ma + dık + ları + n + ı
that they were not afraid sordum. sor + dum
I asked
Translate |
I showed my masterpiece to grownups and asked whether or not they were afraid of it.
Saint-Exupery
Ama Ama
but onlar: onlar:
they ”Korkmak mı? ”Korkmak mı?
afraid? Bir şapkadan bir şapka + dan
from a hat niye niye
why korkalım korkalım
we should be afraid ki?” ki?”
(exclamation) dediler. de + diler
they said
but onlar: onlar:
they ”Korkmak mı? ”Korkmak mı?
afraid? Bir şapkadan bir şapka + dan
from a hat niye niye
why korkalım korkalım
we should be afraid ki?” ki?”
(exclamation) dediler. de + diler
they said
Translate |
But they said: "Afraid? Why should one be afraid of a hat?"
Saint-Exupery
Oysa Oysa
in fact çizdiğim çiz + dik + im
that I had drawn resim resim
picture bir bir
a şapkaya şapka + y + a
to a hat ait ait
concerning değildi. değil + di
was not
in fact çizdiğim çiz + dik + im
that I had drawn resim resim
picture bir bir
a şapkaya şapka + y + a
to a hat ait ait
concerning değildi. değil + di
was not
Translate |
In fact, the picture that I had drawn was not a hat.
Saint-Exupery
Koca Koca
huge bir fili bir fil + i
an elephant sindirmekte olan sindirmek + te ol + an
that is digesting bir boa yılanını bir boa yılan + ı + n + ı
a boa constrictor çizmiştim çiz + miş + tim
I drew ben. ben.
I
huge bir fili bir fil + i
an elephant sindirmekte olan sindirmek + te ol + an
that is digesting bir boa yılanını bir boa yılan + ı + n + ı
a boa constrictor çizmiştim çiz + miş + tim
I drew ben. ben.
I
Translate |
I drew a boa constrictor in the act of swallowing a huge elephant.
Saint-Exupery
Neyse, Neyse,
anyway büyükler büyükler
grownups anlayabilsin anla + y + abil + sin
they should be able to understand diye diye
so that başka başka
another bir resim bir resim
a picture daha daha
more çizdim. çiz + dim
I drew
anyway büyükler büyükler
grownups anlayabilsin anla + y + abil + sin
they should be able to understand diye diye
so that başka başka
another bir resim bir resim
a picture daha daha
more çizdim. çiz + dim
I drew
Translate |
Anyway, so the grownups could understand, I drew one more picture.
Saint-Exupery
Bu kez Bu kez
this time boa yılanının boa yılanı + n + ın
boa constrictor's midesindeki mide + s + i + n + deki
the one in its stomach fili fil + i
elephant açık seçik açık seçik
explicitly göstermiştim. göster + miş + tim
I had showed
this time boa yılanının boa yılanı + n + ın
boa constrictor's midesindeki mide + s + i + n + deki
the one in its stomach fili fil + i
elephant açık seçik açık seçik
explicitly göstermiştim. göster + miş + tim
I had showed
Translate |
This time, I had explicitly showed the elephant in the boa constrictor's stomach.
Saint-Exupery
Şu Şu
that büyüklere büyük + ler + e
to grownups hep hep
all the time açıklama yapmak açıklama yapmak
to explain gerekiyor. gerek + iyor
need
that büyüklere büyük + ler + e
to grownups hep hep
all the time açıklama yapmak açıklama yapmak
to explain gerekiyor. gerek + iyor
need
Translate |
You always have to explain things to these grownups.
Play Dialog
Without
Add the ablative (-den) to the short infinitive (gelme) to say without doing something (gelmeden).
Aslanlar masum avlarına hiçbir ses çıkarmadan sinsice yaklaşırlar.
Lions sneak up on their unsuspecting prey without making a single sound.
Lions sneak up on their unsuspecting prey without making a single sound.
Makalesini hatalarını kontrol etmeden yayınlayacak.
He is going to publish his article without even checking for errors.
He is going to publish his article without even checking for errors.
O arkadaşlık sitesi insanlara aslında birbirilerini görmeden randevu ayarlıyor.
That dating website sets people up on dates without them actually seeing each other first.
That dating website sets people up on dates without them actually seeing each other first.
Whether or Not
Use a verb's -ip form followed by the same verb's negative object participle (-medik) to express whether or not.
Gelip gelmediklerini bilmiyorum.
I don't know whether or not they have come.
I don't know whether or not they have come.
Sınavı geçip geçemediğinin bir önemi yok, sınıfın en başarılı öğrencisi olabilmek için yeteri kadar şey yaptı.
Whether or not he passes this test, he has already done well enough to be the top student in the class.
Whether or not he passes this test, he has already done well enough to be the top student in the class.
Makinenin düzgün çalışıp çalışmadığına iyice bak, müşterilerimiz ölsün istemiyorum
Check carefully whether or not the machine is working - we don't want our customers to die.
Check carefully whether or not the machine is working - we don't want our customers to die.
In Order That
Combine the third person imperative (-sin) with diye (gelsin diye) to express in order that. When using this construction with pronoun cases, use the subjunctive endings: geleyim diye, gelesin diye, gelsin diye, gelelim diye, gelesiniz diye, gelsinler diye. Interestingly, this is a construction in which the subjunctive and imperative have cross-bred in Turkish: gelsin and gelsinler are actually imperative forms, not subjunctive.
Odanın arka tarafındaki insanlar duyabilsin diye sesi açtım.
I turned up the volume so the people in the back of the room could hear.
I turned up the volume so the people in the back of the room could hear.
İşin raconunu öğrenesin diye sana numara yaptık.
We tricked you so you could learn your lesson (your job's drill).
We tricked you so you could learn your lesson (your job's drill).
O kızla sırf onun kız arkadaşı kıskansın diye çıktı.
He only went out with that girl to make his girlfriend jealous.
He only went out with that girl to make his girlfriend jealous.
Boa yılanının midesinde ne vardı?
- Fil
- Büyükler
- Orman
- Şapka
Büyükler neden boa yılanından korkmamışlar
- Çünkü dikkat etmemişler.
- Çünkü çok cesurlarmış.
- Çünkü yılan olduğunu anlamamışlar.
- Çünkü sadece bir resimmiş.
Aşağıdakilerden hangileri doğru cümlelerdir?
- Yapıp yapmadığınızı bilmiyorum.
- Yapıp yapmayacağımız belli değil.
- Izleyip izlemesini istedim.
- Gelip geldiğini sordum.
- Söyleyip söylemediklerini öğrenelim.
- Gidip giteceği duydum.
Çevirin: I don't know whether or not he called her (aramak).
Çevirin: So that he could understand, we drew it. (use -sin diye)
You must answer every question.
Jordan
Küçük Prens çok seviyorum <3
Apr 01, 2013
Öğrenci
'So that he could understand, we drew it. ' diye cümle için aşağıdaki ceviri yaptım ancak kabul edilmedi..
Anlabilsin diye bunu çizmiştik.
Doğru cevap nedir?
Anlabilsin diye bunu çizmiştik.
Doğru cevap nedir?
Justin
You're close, but there a few problems.
From your response:
bunu = this
çizmiştik = we had drawn
Also, check "anlabilsin." That's not how Turkish handles -ebil being added to verb stems that end in a vowel.
Hope that helps. Let us know if you need more help :)
From your response:
bunu = this
çizmiştik = we had drawn
Also, check "anlabilsin." That's not how Turkish handles -ebil being added to verb stems that end in a vowel.
Hope that helps. Let us know if you need more help :)
Öğrenci
Cevap için teşekkürler. Tekrar denedim. Bu sefer oldu. :)
Justin
Aferin sana! :)
Öğrenci
ben aslında türküm ingilizlerin nasıl ingilizce öğrendiğini görmek için buraya geldim
I AM TURKISH
I AM TURKISH
Bassel
Bu site Türkçe öğrenmek için en iyisi, çok beğendim